Uzun süredir makro yatırım alanında faaliyet gösteren ekonomist Luke Gromen, Bitcoin’in artan değeri ile birlikte ABD hazine bonolarına olan talebin de yükselmesinin olası olduğunu öne sürüyor. Gromen, kripto paraların getirdiği yeni finansal dinamiklerin, ülkelerin ekonomik güvencesinde önemli rol oynayabileceğini ifade ediyor.
Bitcoin ve Stablecoin İlişkisi
Gromen’in değerlendirmelerine göre, Bitcoin’in yükselişi stablecoin piyasasını da olumlu yönde etkileyebilir. ABD yönetiminin stratejik adımlarla Bitcoin rezervlerini güçlendirmeyi hedeflemesi, piyasanın genel likiditesine katkıda bulunabilecektir. Bu durum, stablecoin’lerin dolara endeksli yapısı itibariyle, özellikle T-bill (ABD hazine bonoları) talebinde artışa sebep olabilir.
Luke Gromen: “Trump yönetiminin T-bill’leri stablecoin ile bütünleştirme fikri gündemde. Bitcoin fiyatındaki artış, stablecoin ve dolayısıyla hazine bonolarına olan talebi de artırmaktadır. Bu yaklaşım, ABD ekonomisinin dengesinde Bitcoin’e verilen önemin artabileceğini gösteriyor.”
Yasal Düzenlemeler ve Piyasa Dinamikleri
ABD Kongresi’nde gündeme gelen STABLE Act 2025 ve GENIUS Act 2025 adlı yasa tasarıları, stablecoin ihraççılarına temel varlık olarak T-bill gibi finansal araçlara yatırım yapma imkanı tanımayı hedefliyor. Bu düzenleme ile birlikte, piyasa aktörlerinin daha sağlam temellere dayanan yatırım stratejileri geliştirmesi amaçlanıyor.
Özellikle Tether ve Circle gibi önde gelen stablecoin sağlayıcıları, varlıklarının büyük bir kısmını 1:1 oranında ABD hazine bonolarıyla destekleyerek piyasada güven ortamı yaratmayı sürdürüyor. Bu sayede, Bitcoin’in yükselişi stablecoin talebinin artmasını sağlarken, aynı zamanda hazine bonolarının da dolaylı yoldan popülerleşmesine zemin hazırlıyor.
Finansal piyasaların evrimi kapsamında, yatırımcılar hem Bitcoin’in fiyat hareketlerini hem de stablecoin’lerin destek aldığı varlıkların performansını yakından takip ediyor. Böylece, geleneksel finans ile kripto para piyasaları arasında güçlü bir etkileşim gözlemleniyor.
Piyasa dinamiklerinin bu şekilde şekillenmesi, ekonomik istikrarın sağlanması için uygulanan yeni strateji ve düzenlemelerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Gromen’in değerlendirmeleri, gelecekteki ekonomik politikaların yönünü belirleyecek faktörler arasında yer alıyor.