Strategy World 2025 etkinliğinde Michael Saylor, büyük teknoloji şirketlerinin geleneksel hisse geri alım uygulamalarından vazgeçerek dijital sermaye alanına yönelmeleri gerektiğini dile getirdi. Saylor, mevcut yatırım stratejilerinde gözden kaçan fırsatlara dikkat çekerek, dijital varlıkların sunduğu performans ve uzun vadeli avantajlara vurgu yaptı. Bu bağlamda, kripto para piyasalarının sunduğu getiri potansiyelinin altını çizdi.
Dijital Sermayenin Yükselişi
Saylor, Microsoft hisselerinin son beş yıl içerisinde yıllık ortalama %18 kazandığını belirtirken, Bitcoin’e yatırım yapılmış olsaydı aynı sürede %62’lik bir artış elde edilebileceğini ifade etti. Bu veriler ışığında dijital varlıkların getiri oranlarının, geleneksel hisse senetlerine göre çok daha karlı olduğunu savundu.
Michael Saylor: “Microsoft bir hisse geri alım yapacak ancak Bitcoin satın almak, kendi hissesini almaktan on kata yakın daha avantajlı.”
Geleneksel Yatırımlara Alternatif
Açıklamalarında, Bitcoin’in sadece yüksek getiri potansiyeli sağlamaktan öte, dijital varlık yapısı sayesinde fiziksel varlıklara bağlı birçok riski ortadan kaldırdığını dile getirdi. Geleneksel bina ve mülk gibi yatırımlarda yaşanan kira, yerel müdahaleler veya hava koşullarının olumsuz etkilerine karşın, Bitcoin’in bu tür problemlere maruz kalmadığını belirtmekte ısrar etti.
Michael Saylor: “Fiziksel binalarda karşılaşılan kiralama, hava koşulları ya da yerel müdahaleler gibi sorunlar Bitcoin’de yaşamaz.”
Dijital varlıkların portföy çeşitliliği açısından diğer varlıklarla korelasyon göstermemesi, şirketlerin bilanço güçlendirme süreçlerine önemli katkılar sağlayabilir. Saylor’ın değerlendirmelerine göre, nakit rezervlerinin farklı dijital varlıklara dağıtılması, risk yönetimi açısından da önemli avantajlar getiriyor.
Ayrıca, teknoloji şirketlerinin dijital altyapılarını güçlendirirken sermayelerini daha esnek ve verimli kullanabilmeleri için alternatif yatırım stratejilerine yönelmeleri gerektiği vurgulandı. Kripto para piyasasında yer almak, şirketlerin geleceğe yönelik rekabet gücünü artıracak bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yatırımcıların ve yöneticilerin, kısa vadeli kazançların ötesine geçerek dijital sermayenin sunduğu uzun vadeli fırsatları yakalamaya yönelik stratejiler geliştirmeleri, sektörün dinamiklerini değiştirebilir. Michael Saylor’ın bu önerisi, teknolojik dönüşüm sürecine yeni bir perspektif katıyor.