Cambridge Üniversitesi’ne bağlı araştırmacılar, Bitcoin madenciliğinde kullanılan enerji kaynaklarında dikkat çekici değişimler yaşandığını ortaya koyuyor. Yeni yayımlanan raporda, madencilik faaliyetlerinde sürdürülebilir enerji kullanımının yükselirken, kömürün payının önemli ölçüde azaldığı vurgulanıyor. Çalışma, sektörün çevresel etkilerini azaltma yönündeki adımlarına ışık tutuyor.
Enerji Dönüşümündeki Temel Göstergeler
Rapor verilerine göre, 2022 yılında %37,6 olan sürdürülebilir enerji oranı, son dönemlerde %52,4’e ulaşmış durumda. Aynı dönemde kömürle üretilen enerjinin oranı dramatik biçimde düşerken, doğal gaz kullanımı, enerji üretiminde ön plana çıktı. Doğal gazın payı %25 iken son verilerde %38,2’ye yükseldi. Bu durum enerji profilinde kömürün yerini daha çevreci kaynakların almaya başladığını gösteriyor.
Rapor, yenilenebilir enerji ve nükleer gücün de madencilikte giderek önem kazandığını belirtiyor. Hidroelektrik ve rüzgar enerjisinin etkisi artarken, nükleer kaynaklar toplam tüketimde %9,8’lik katkı sağlıyor. Geçmişe göre yapılan iyileştirmeler, sektörün çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine daha yakın olduğunun işaretçisi sayılıyor.
Verimlilik Artışı ve Yeni Stratejiler
Bitcoin madencilik faaliyetlerinin yıllık elektrik tüketimi, 138 terawatt-saat seviyelerine ulaşırken, küresel elektrik tüketiminde küçük bir paya denk geliyor. Donanım verimliliğinde yıllık %24 artış gözlemlenirken, madencilik şirketleri kullanım dışı kalan ekipmanlarını geri dönüştürüyor veya ikinci el olarak değerlendiriyor. Bu yaklaşım, sektörde atık yönetiminin de sistematik bir hal aldığını gösteriyor.
“Artık doğrudan sektör profesyonellerinden elde edilen verilerle hareket ediyoruz,”
diye ifade eden Alexander Neumueller, raporun veri eksikliği nedeniyle geçmişte spekülatif yaklaşımların hakim olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda şirketler, yapay zeka ve yüksek performanslı bilişim gibi alanlara yönelerek operasyonel çeşitlilik arayışında bulunuyor.
Öte yandan, Tesla’nın Bitcoin ödemeleri konusundaki tutumu da tartışmalara konu oluyor. Elon Musk’un daha önce “Bitcoin’in bir değeri var” şeklinde söylediği açıklamalar, çevreci endişeler ışığında ödemeler sisteminde beklenen değişimi sorgulatıyor. Şirket, halen kripto birikimini korurken bu alanda net bir strateji belirlemeye çalışıyor.
Enerji kaynaklarındaki bu evrim, madencilik sektöründeki maliyet yapısını da etkiliyor. Elektrik maliyetleri, genel giderlerin %80’ini oluştururken, şirketler daha verimli çözümler arayarak maliyet düşürmeyi hedefliyor.
Sektördeki dönüşüm, hem çevresel etkilerin azaltılması hem de yenilikçi teknolojilere yatırım yapılmasını beraberinde getiriyor. Bu dinamik yapı, küresel piyasada Bitcoin madenciliğinin geleceğine dair umutları artırıyor.