ABD, son dönemde kripto para alanında kendine has bir rota çizmeye çalışırken Bitcoin’i ulusal rezervler arasına alma fikrine mesafeli yaklaşıyor. Giderek artan dijital para kullanımı ve stablecoin düzenlemeleriyle küresel işlem maliyetlerinin düşürülebileceği öne sürülürken, yatırımcı Kevin O’Leary bu planın uygulanabilirliğine şüpheyle bakıyor. Ülkedeki tartışmalar, Bitcoin’in volatilitesi ve rezerv özellikleri üzerine derin fikir ayrılıklarını da beraberinde getiriyor.
O’Leary’nin Eleştirileri ve Görüşleri
Kevin O’Leary, ABD’nin Stratejik Bitcoin Rezervi tasarısına yönelik görüşlerini sert ifadelerle dile getiriyor. Mecliste iki partiden tam destek alamayan tasarıyı, piyasadaki çıkar ilişkilerine dayandırmakla eleştiriyor. Bu noktada, tasarının samimiyetsiz olduğu ve sadece belirli isimlerin çıkarlarına hizmet ettiği ifadesini kullanıyor.
Stratejik Bitcoin Rezervi asla hayata geçmez; Michael Saylor konuyu yalnızca kitabı için bir araç olarak kullanıyor.
Ayrıca, O’Leary’nin belirttiğine göre, stablecoin mevzuatında yapılacak yenilikler uluslararası işlem ücretlerini düşürme potansiyeline sahip. Bu durum, dijital doların kullanımını ve yaygınlaşmasını hızlandırarak kripto para piyasasında önemli bir değişimin habercisi olabilir.
Senato ve Ekonomistlerin Yaklaşımları
Senatör Cynthia Lummis öncülüğündeki Bitcoin rezervi tasarısı, farklı eyaletlerden karmaşık tepkiler alıyor. Bazı eyaletler benzer projeleri desteklerken, diğerleri tasarının ulusal çapta uygulanamayacağını iddia ediyor. Bu durum, planın mecliste yeterli konsensüse erişmesinin önünde engel teşkil ediyor.
Ekonomistler, Bitcoin’in rezerv özelliği konusunda hem olumlu hem de olumsuz görüşler bildirirken, dalgalı piyasa yapısının geleneksel para politikalarıyla uyumsuzluk oluşturduğuna dikkat çekiyor. Yatırım dünyasından Anthony Scaramucci ve David Sacks gibi isimler, tartışmalı tasarıya karşı parti bağımsız bir yaklaşım gerektiğini savunuyor.
Tartışmalar, ülke genelindeki kripto para politikalarının yanı sıra uluslararası arenada da yankı buluyor; farklı ülkelerin ve merkez bankalarının yaklaşımları, geleceğin finansal düzenlemelerine yön verecek gelişmelerin habercisi oluyor.