Goldman Sachs Başkan Yardımcısı Robert Kaplan, ABD ekonomisinde son yıllarda yaşanan enflasyonun nedenlerinden biri olarak, Donald Trump yönetimi sırasında uygulamaya giren ithalat tarifelerini işaret ediyor. Kaplan’ın açıklamalarında dikkat çektiği en önemli noktalardan biri, bu tarifeler olmasaydı ABD’nin deflasyon riskiyle karşılaşabileceğiydi. Bu görüş, ülkede enflasyonun kontrolü ve para politikaları açısından önemli bir tartışma başlatmış durumda.
Enflasyon Verileri ve Fed Politikaları
Geçtiğimiz Mayıs ayında ABD’de yıllık enflasyon oranı %2,4 olarak kaydedildi ve bu oran ekonomistlerin tahmininin altındaydı. Beklentilerin dışında gerçekleşen enflasyon, Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) para politikasını belirlemede önemli bir etken olmaya devam ediyor. Kaplan, ekonomik görünümün değerlendirilmesinde sadece iç dinamiklerin değil, küresel piyasa şartlarının da izlenmesi gerektiğine değer verdiğini ifade etti.
Tarifelerin kısa vadede ekonomiye ne ölçüde etki edeceği ise belirsizliğini sürdürüyor. Özellikle fiyatlarda ve ücretlerde yaşanabilecek dalgalanmalar, Fed’in önümüzdeki aylarda alacağı kararlar üzerinde belirleyici olacak.
Piyasalar ise Fed’in yakın süreçte faiz indirimi yapıp yapmayacağını yakından izliyor. Kaplan’ın değerlendirmelerine göre, Haziran veya Temmuz toplantılarında bir değişiklik ihtimali zayıf görünüyor. Ancak yıl ilerledikçe, özellikle tarifelerin etkilerinde bir hafifleme gözlenirse faiz indirimleri tekrar gündeme gelebilir.
“Fed’de olsaydım, eğer kısa süre içerisinde tarifelerin etkileri beklediğimden daha az hissedilirse, faiz indirimi sürecinin başlayabileceğini düşünürdüm.” – Robert Kaplan
Ekonomik Riskler ve Gelecek Beklentileri
Piyasa beklentileri Eylül ayından itibaren ilk faiz indiriminin yapılabileceğini öngörüyor. Bununla birlikte, Orta Doğu’daki jeopolitik risklerin özellikle petrol fiyatlarını yukarı çekebileceği ve bunun da ABD’deki enflasyon üzerinde baskı oluşturabileceği düşünülüyor.
Fed’in faiz kararı sadece enflasyon ve tarifelerle sınırlı kalmayacak. Bütçe politikaları, vergi düzenlemeleri ve dünyadaki ekonomik gelişmeler de para politikasındaki yol haritasını etkileyecek diğer başlıca faktörler. Özellikle yaz aylarında bu konulardaki gelişmelerin daha net bir tablo sunacağı öngörülüyor.
“Fed büyük olasılıkla sonbahar dönemine hazırlıklı girerek açıklamalarında faiz indirimi seçeneğine yer verebilir. Ancak, tarifeler konusunda henüz netlik yok ve halen bütçe ve vergi yasasıyla ilgili belirsizlikler devam ediyor.” – Robert Kaplan
Uzmanlar, faiz indiriminin zamanlamasının ve ölçeğinin, hem tarifelerin hem de diğer ekonomik düzenlemelerin etkileri netleştiğinde belli olacağını vurguluyor. Kaplan ve diğer birçok ekonomiste göre, ABD’nin para politikasındaki davranışı yılın son dönemine doğru daha da belirginleşecek. Gelecek kararlar, ekonomi aktörlerinin beklentileri ve uzun vadeli planlamalar açısından belirleyici olmaya devam edecek.