Kripto para piyasasında uzun süredir XRP yatırımcılarının gözü kulağı, Ripple (XRP) için ETF onayına çevrilmiş durumda. Fakat beklenen klasik ETF onayının dışında farklı uygulamalar gündeme geliyor. REX-Osprey ikilisi, tıpkı Solana’da uyguladıkları gibi XRP Coin için de borsada işlem görecek bir ürün hazırlanacağını açıkladı. Ancak bu açıklamalar ve gelişmeler, birçok yatırımcının beklediği “klasik ETF onayı” ile karıştırılıyor.
XRP ve Solana Benzerliği
2 Temmuz’da Solana için başlatılan SSK kodlu Staked Solana ETF’i piyasada büyük bir merak uyandırmıştı. REX Shares ve Osprey Funds tarafından oluşturulan bu fon, yasalardaki boşluklardan faydalanarak piyasaya sürülmüştü. XRP için hazırlanan XRPR listelemesi de benzer bir yöntemle hayata geçiyor.
Aslında bu tür ürünler, doğrudan bir Spot ETF olmayıp, hukuki olarak farklı değerlendiriliyor. Yatırımcılara ETF havası verilse de teknik ve yasal olarak arada önemli farklar bulunuyor. Özellikle ABD’de 33. ve 40. Yasalar kapsamında hazırlanan ürünler arasında ciddi ayrımlar var.
Yasa Farkları ve Tröst Kavramı
Yatırım ürünlerinin hukuk alanında nasıl tanımlandığı, piyasa için büyük önem taşıyor. 33. Yasa kapsamında hazırlanan tröst yapısındaki ürünler, genellikle SEC onayı olmadan işlem görmeye başlayabiliyor. Bu, itiraz gelmediği durumda otomatik onay olarak algılanıyor.
Fakat 40. Yasa kapsamında oluşturulan Spot ETF’lerin borsada işlem görebilmesi için Amerikan Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) net bir şekilde onay vermesi gerekiyor. Bu noktada devreye pazarlama stratejileri giriyor ve ürünler ETF görünümüyle tanıtılabiliyor.
REX-Osprey tarafından yapılan açıklamaya göre, “SEC’in doğrudan iznini olmadan, itiraz edilmedikçe rahatlıkla listelenebilecek” bir ürün oluşturuluyor.
Grayscale Bitcoin Trust örneğinde olduğu gibi, önce tröst olarak piyasaya sürülen ürünler, daha sonra sec onayıyla gerçek ETF’e dönüştürülebiliyor. Ancak mevcut durumda XRP ve Solana için uygulanan modelde, kesin bir ETF onayı olmadığını belirtmek gerekiyor.
Bu gelişmeler doğrultusunda, yatırımcılara sunulan bazı ürünler pazarlama açısından “ETF” olarak tanıtılsa da özünde klasik anlamda ETF değiller ve hukuki süreçler farklı ilerliyor. Özellikle son çeyrekte beklenen onayların heyecanı, bu tür ürünlerin öne çıkmasında rol oynuyor.
Kripto piyasasında “ETF süsü verilmiş tröstlerin” yaygınlaşması, yatırımcıların dikkatli olması gerektiğine işaret ediyor. Gerçek ETF ile tröst tabanlı ürünler arasındaki hukuki ve yapısal farklar, yatırım kararlarında belirleyici unsur olmalı.

