Geçtiğimiz günlerde Amerikan hisse senedi piyasalarında yaşanan düşüşler, yatırımcıların beklemediği bir şekilde gelişti. Özellikle S&P 500 ve Nasdaq’ın 50 günlük hareketli ortalamasını kaybetmesi sonrasında piyasalarda dalgalanma görüldü. Bu durum, genellikle ani bir olay sonrası başlayan düşüşlerden farklı olarak, bu kez yavaş ve sessiz bir şekilde ilerledi ve birçok yatırımcıyı hazırlıksız yakaladı.
S&P 500 ve Nasdaq’taki Gerileme ve Kriptoya Etkisi
Teknoloji şirketlerindeki değer kaybının, dijital varlıklar olan Bitcoin ve Ethereum’un da mevcut piyasadan olumsuz etkilenmesine yol açtığı öne çıkıyor. Kripto paralar, dijital altın ve dijital petrol olarak tanımlansa da, nihayetinde teknoloji hisseleriyle yakından ilişkilendirildikleri için, borsadaki dalgalanmalardan fazlasıyla etkileniyorlar.
Piyasada yaşanan bu dalgalanma dalgası, Dow Jones’un nisan ayındaki düşüşünden sonra en kötü üç günlük dönemini yaşamasına sebebiyet verdi. Üst üste kırılan rekorlar, kısa süreli düzeltmeler ve yapay zeka temalı yükselişlerle şişen fiyatlar dahi bu düşüşün önüne geçemedi. Kripto yatırımcıları ise, hisse piyasalarındaki yükselişten pay alamazken, düşüşlerden fazlasıyla zarar görüyor.
Ekonomide yaşanan belirsizlikler, faiz beklentileri, Japonya’nın uzun vadeli tahvil faizleri gibi birçok unsurun bir arada risk piyasaları üzerindeki baskıyı artırdığı görülüyor. Ayrıca, Yüksek Mahkeme’nin beklenen tarife kararı ve büyük teknoloji şirketlerinin artırdığı borçlanmalar bu ortamı daha da belirsiz kıldı.
Goldman Sachs Asset Management bu süreçle ilgili olarak “Yeni dünyada rekabet edemeyecek şirketlerle yüzleşmemiz gerekiyor.” görüşünü paylaştı.
Beklentiler ve Piyasanın Geleceği
Hafta başında Nasdaq ve S&P 500’ün önemli oranlarda kayıplar vermesi, 50 günlük ortalamanın altına inişin satış dalgasını daha da hızlandırabileceğine dair endişeleri artırdı. Geçmişte bu tür seviyelerin kaybı, piyasaların daha derin gerilemeler yaşamasına neden olmuştu.
Gelecekte piyasalar açısından belirleyici olacak başlıca gelişmeler arasında NVIDIA’nın kazanç raporları, Yüksek Mahkeme’nin olası kararları ve ABD’de Eylül ayı istihdam verileri öne çıkıyor. Bu verilerin beklentiler dahilinde veya altında gelmesi, özellikle Aralık ayında beklenen Fed faiz indirimi sürecini şekillendirebilir.
Fed’in faiz indirim beklentisi yeniden %50’yi aşmış durumda ve Japonya’nın teşvik paketinin etkileriyle bu sürecin hızlanması bekleniyor.
Piyasalardaki dalgalanma döneminde yatırımcılar sıklıkla panik satışlarına başvururken, kripto paralarda yatırım tercihlerinin çok hızlı değişmesi kayıp ve kazançları daha da keskin kılıyor. Piyasalardaki istikrarın sağlanabilmesi için önümüzdeki dönemde hem ekonomik veriler hem de şirket raporları yakından takip edilecek.
Finans piyasalarının ihtiyaç duyduğu temel şeyler arasında güven ve öngörülebilirlik yer alırken, hem hisse senedi piyasalarında hem de kripto varlıklarda görülen dalgalanmalar yeni stratejiler geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Analistler, güçlü ekonomik verilere ve merkezi kurumların daha net mesajlarına ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Piyasalar üzerindeki baskının devam ettiği bu ortamda, yatırımcılar kısa vadeli gelişmeler ve jeopolitik risklere karşı daha temkinli hareket ediyor. Faiz indirimlerine yönelik beklentilerin yeniden gündeme gelmesi ise kısa süreli iyimserlik yaratabilir.

