Bitwise tarafından hazırlanan son rapora göre, 2026 yılı sonuna dek kurumsal yatırımcıların Bitcoin’e yönlendireceği sermaye miktarı 420 milyar dolara ulaşabilir. Spot Bitcoin ETF’lerinin, yıl başından bu yana yakaladığı 36,2 milyar dolarlık net girişlerin sadece bir başlangıç olduğu belirtiliyor. Raporda, portföy yöneticilerinin Bitcoin’i giderek daha fazla stratejik yatırım aracı olarak gördüklerine dikkat çekiliyor.
Kurumsal Talebe Yön Veren Etmenler
Düzenleyici alanın netleşmesi şirketlerin Bitcoin yatırımları önündeki ana engellerden birini ortadan kaldırıyor. Özellikle ABD’de Kongre’nin gündemindeki düzenlemeler sayesinde, kurumsal şirketlerin dijital varlıklarını piyasa değeri üzerinden kaydetmesi mümkün olacak. Bu gelişme şirket finans yöneticilerinin kararlarını daha sağlam temellere oturtmasını sağlarken, bilanço dalgalanmalarının da önüne geçecek gibi görünüyor.
“Düzenleyici çerçevenin belirginleşmesi, bilançoda dijital varlık tutmak isteyen firmalar için büyük bir rahatlama yaratıyor.”
Bankacılıkta ise Basel Komitesi’nin sermaye yeterlilik koşullarını yumuşatması halinde, finansal kurumların Bitcoin saklama ve ticaret hizmetlerinde atılımlarını artırabileceği düşünülüyor. Spot Bitcoin ETF’lerinin gösterdiği hızlı büyüme, geleneksel finans çevrelerinde de yeni bir standart oluşturma potansiyeline sahip.
Portföy ve Yatırım Stratejilerine Yeni Dönem
ETF’lere kıyasla geleneksel varlıklara yapılan yatırımlar yıllar alırken, Bitcoin ETF’lerinin kısa sürede yakaladığı yüksek hacim dikkat çekiyor. Analistler, klasik 60/40 portföy dağılımına küçük bir oranla Bitcoin eklenmesinin bile yüz milyarlarca dolarlık bir talep oluşturabileceğini öngörüyor.
“Portföy modellerine yüzde 0,5 Bitcoin eklemek dahi, pazar açısından devasa bir değişikliği tetikleyebilir.”
Raporda ayrıca, üç temel senaryo öne çıkarılıyor: Devletlerin altın rezervinin %5’inin Bitcoin’e aktarılması, şirketlerin mevcut Bitcoin varlıklarını ikiye katlaması ve profesyonel portföylerin %0,5’ini Bitcoin’e ayırması ile 420 milyar dolarlık yatırımın önü açılıyor.
Daha iyimser bir tabloda, altın rezervinde yüzde 10’luk dönüşüm ve şirketlerin Bitcoin’de dört kat büyüme göstermesiyle, bu tutarın çok daha yüksek seviyelere ulaşabileceği vurgulanıyor. Aynı zamanda, mevzuattaki iyileşmeleri bekleyen 35 milyar dolarlık potansiyel talebin de piyasaya dahil olabileceği belirtiliyor.
Michael Saylor’un önderliğindeki şirketlerin etkisinin bir zincirleme reaksiyon yaratabileceği düşünülüyor; şirketlerin ilerleyen dönemde rezervlerine ciddi miktarda Bitcoin ekleyerek finansal stratejilerini çeşitlendirebilecekleri tahmin ediliyor. Ayrıca, eyalet fonları veya egemen fonlar da portföy çeşitliliğini artırmak adına Bitcoin yatırımlarını gündemlerine alabilirler.
Tüm bu gelişmeler, finans piyasalarında içeriği değişen yeni yatırım standartlarının doğuşuna işaret ediyor. Bitcoin’in kurumsal yatırımcılarca daha fazla benimsenmesi, finansal ekosistemde denge ve dağılım açısından köklü değişimlerin habercisi olarak öne çıkıyor.

