Son yıllarda dünya genelinde merkez bankalarının dolar üzerine olan güvenlerinde belirgin bir azalma göze çarpıyor. Bağımsız bir düşünce kuruluşu olan OMFIF’in 75 merkez bankası ile yaptığı ankette, ABD dolarının küresel rezervlerdeki yerinin eskisi kadar sağlam olmadığına dair güçlü işaretler ortaya çıktı. Katılım gösteren merkez bankalarının büyük bir kısmı, portföylerindeki dolar oranını yeniden gözden geçirmeye başlamış durumda.
Doların Gücündeki Zayıflama Sinyalleri
Ankete göre, ABD dolarının hâkim konumunda çeşitli tehditler ortaya çıkarken, Euro ve Çin’in para birimi renminbi (yuan) rezerv portföylerinde güçlü alternatifler olarak değerlendiriliyor. Merkez bankalarının çoğu, güvenli liman ihtiyacı ile bu para birimlerine yönelmeye daha sıcak bakıyor. Son dönemde ABD’ye dair artan politik ve ekonomik belirsizlikler, rezerv stratejilerinde değişime yol açıyor.
Bu sene ankete katılan merkez bankalarının %70’i, ABD’nin mevcut siyasi ortamının dolar yatırımı açısından caydırıcı olduğuna dikkat çekti. Bu oran, geçtiğimiz yıla göre dikkate değer şekilde artış gösteriyor. Ayrıca jeopolitik riskler ve Amerikan ekonomisinden kaynaklanan mali kaygılar, doların geleceğine dair soru işaretlerini artırıyor.
“Dolar talebi bu yıl merkez bankaları arasında net olarak gerilemiştir. Bunun nedeni, siyasi ortam, jeopolitik gerginlikler ve mali risklerin artmasıdır. Ankete katılanların yarısından fazlası, ABD piyasalarının ayrıcalıklı konumunun sona ereceğini düşünüyor.” (OMFIF Raporu)
Rezerv Para Statüsünde Dönüşüm ve Çeşitlenme
Çoğu uzman, doların yine de kısa vadede dünyada rezerv para birimi olarak popülerliğini koruyacağını ifade ediyor. Ancak, merkez bankalarının döviz sepetlerinde Euro ve renminbi gibi diğer önemli para birimlerine daha fazla yer verme eğiliminde olduğu görülüyor. Böylece, küresel rezervlerdeki Amerikan doları oranının kademeli olarak azalabileceği görülüyor.
Rezervlerdeki bu çeşitlilik, gelecekte finansal istikrarı korumak ve potansiyel riskleri adım adım azaltmak için bir strateji olarak öne çıkıyor. Dolar hâlâ güvenli bir liman olarak kabul edilse de, diğer para birimlerinin ağırlığının artması merkez bankalarının yönetim bakış açısında önemli bir değişim olarak dikkat çekiyor.
“ABD’deki siyasi değişim doğrudan dolara yönelik şüphelere yol açıyor. Katılımcıların %70’i, dolar yatırımlarında siyasi ortamın caydırıcı olduğunu belirtti. Ticaret korumacılığı (tarifeler) ve artan jeopolitik belirsizlikler de merkez bankalarının kararlarını etkiliyor.” (Ankete katılan bir Avrupa merkez bankası yetkilisinin görüşü)
Amerikan siyaseti, özellikle de yönetimdeki değişimler ve ekonomik kamu harcamalarındaki artışlar, doların gelecekteki konumunu etkileyen temel faktörler arasında sayılıyor. Portföy tercihlerinde görülen bu yeni yönelimler, dünya ekonomisinin güvenliğini sağlamak için daha çok çeşitlilik arayışını tetikliyor.
Küresel rezervlerde doların payı halen yüksek olsa da, merkez bankaları artık portföylerini çeşitlendirmeye yöneliyor. Özellikle Çin’in renminbisi gibi alternatif para birimlerinin artan cazibesi, gelişmekte olan ekonomilerin tercihlerini etkilemeye başladı. Doların liderliği kısa sürede el değiştirmese bile, rezerv yönetiminde daha dikkatli ve temkinli bir döneme geçildiği göze çarpıyor.

