Son yıllarda finans sektöründeki küresel standartlar genellikle Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından şekillendiriliyor. Kripto paralar konusunda ise, bu liderliğin önümüzdeki günlerde büyük ölçüde Amerika’ya geçeceğine dair işaretler giderek güçleniyor. Çok değil, birkaç yıl önce bazı ülkelerin kripto paraları yasakladığına dair haberler sıkça gündeme geliyordu. Ancak, gelişen küresel yaklaşımla birlikte, kripto paralar artık daha meşru bir varlık sınıfı olarak görülmeye başlandı.
ABD ve Yeni Dönem
Donald Trump’ın başkanlık görevine gelmesi ve Avrupa Birliği’nin MiCA düzenlemesi, kripto paraların yasal zeminde yer bulmasını sağladı. Artık çok daha uzun ömürlü bir varlık türünden söz ediliyor. Piyasalarda ise teknolojik gelişimle birlikte, spekülatif projelerin ötesinde, inovasyon odaklı girişimlerin dikkat çekici büyümelere imza atacağı öngörülüyor.
Bu süreç sadece internetin evriminde değil, finansal dünyada da yeni bir çağın başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Geleneksel finans ile dijital varlıklar arasındaki geçiş hızlanırken, kripto para ağlarının finansal altyapıda standart hale gelmesi bekleniyor.
Düzenleyici Yaklaşımlar ve SEC’in Rolü
ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) üyesi Hester Peirce, kripto paraların kurumsal düzenlemeler karşısındaki konumunu sıkça gündeme getiriyor. Onun görüşleri, sektörün geleceği açısından önemli ipuçları taşıyor. Hester Peirce, görevi süresince yenilikçi ve özgürlükçü bir yaklaşımı savundu ve düzenlemelerin inovasyonu engellememesi gerektiğini vurguladı.
“İlk olarak, Komisyon’un son yıllarda kriptoya yaklaşımı sağlam bir düzenleyici uygulamadan kaçındı ve düzeltilmesi gerekiyor. Komisyon, menkul kıymetler yasalarının kriptoya uygulanmasını nasıl gördüğünü insanlara anlatmak için ve bildirim ve yorum kural koymanın yerini almak için yaptırım eylemlerine güvenmiştir. Menkul kıymetler yasalarının kriptonun gerçekleri ve koşulları altında nasıl uygulanacağı konusunda çok az yararlı rehberlik sağlamıştır. İkinci olarak, bugüne kadar kriptonun büyük bir kısmı geleneksel finans piyasalarının dışında kalmış olsa da hem geleneksel finansal aracıların kripto varlıkları geliştirmesi ve bunlarla etkileşime girmesi hem de piyasa katılımcılarının geleneksel menkul kıymetlerin tokenleştirilmesini denemeleri nedeniyle değişim hızla yaklaşmaktadır. Son olarak, kripto konusunda netlik sağlanması, Komisyon’un gündeminde yukarıda belirtilen diğer birçok konuya odaklanmasına olanak tanıyacaktır.”
Peirce’in konuşmasında belirttiği başlıklar arasında, kripto varlıkların ayrı bir kategoride değerlendirilmesi çağrısı dikkat çekiyor. Meme coinlerin menkul kıymet olarak sınıflandırılmaması gerektiğini savunan Peirce, SEC’in bu tür varlıklar için daha özgürlükçü bir yol izlemesi gerektiğini belirtti.
Ayrıca, belirli bilgilendirme ve yatırımcı koruma şartları çerçevesinde kripto varlık işlemlerinin geçici olarak güvence altına alınmasını ve kripto yatırımlarını klasik yatırım sözleşmelerinden ayıracak kriterlerin oluşturulmasını öneriyor. NFT ve stablecoin gibi yenilikçi varlıklar için ise istisna talep ediyor.
Kısacası, SEC’de kripto dostu yaklaşımların ne oranda kabul göreceği, ABD’nin ve dolayısıyla dünyanın kriptoya bakışında belirleyici olacak. ABD’de oluşacak standartlar, küresel piyasalar için de referans noktası haline gelecek. Kripto paranın geleceği büyük ölçüde bu düzenleyici çerçevenin nasıl şekilleneceğine bağlı olacak.

