Mayıs ayında düzenlenecek FOMC toplantısında, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz oranlarını değiştirmeyeceği beklentileri giderek güçleniyor. Piyasa aktörleri, mevcut faiz oranlarının korunacağını öngörürken, ekonomik veriler ve uzman değerlendirmeleri karar sürecinde etkili rol oynayacak. Bu ortamda, küresel piyasalarda risk algısı ve sermaye akışları da yakından izleniyor.
Faiz Oranlarına Yönelik Tahminler
CME FedWatch tarafından yayımlanan veriler, faiz oranlarının 400-425 baz puan arasında seyredeceğini ve oran değiştirmeme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu gözler önüne seriyor. Buna karşılık, Polymarket verileri de oranların sabit kalma olasılığının yüzde 90 olduğunu işaret ederken, Bank of America’nın farklı bir senaryoya yer vermesine rağmen piyasa genelinde faiz indiriminin gerçekleşmeyeceği yönünde görüş hakim durumda.
Ekonomik Veriler ve Piyasa Etkileri
Yeni siparişlerde yaşanan düşüş ve enflasyonist baskı işaretleri, Fed yetkililerinin para politikasında temkinli yaklaşmasına zemin hazırlıyor. ABD’nin yaklaşan gayri safi yurt içi hasıla (GDP) rakamları ve tüketim harcamalarındaki fiyat artışları, özellikle PCE enflasyon verilerinin, Fed’in kararını yönlendiren önemli göstergeler arasında yer alacağını ortaya koyuyor.
Piyasa uzmanları, ekonomik verilerin yanı sıra küresel gelişmelerin de oran kararı üzerinde etkili olacağını belirtiyor. 30 Nisan’da açıklanacak ekonomik veriler, Fed’in Mayıs toplantısındaki stratejisini belirleyecek en kritik veriler arasında bulunuyor.
Fed Başkanı Jerome Powell, “Tarifelerin ekonomik etkiye bakılmadan faiz indirimi yapmayı düşünmüyoruz. Enflasyona yol açabilecek bu durum, para politikasında acele karar almamıza engel oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump, “Şu an faiz indirimi yapmanın doğru zamanı. Aksi takdirde ekonomik yavaşlama kaçınılmaz olabilir.” diyerek görüşlerini dile getirdi.
Piyasa katılımcıları, hem ABD ekonomisinin iç dinamiklerini hem de küresel finansal riskleri yakından izlerken, mevcut faiz politikalarıyla riskli varlıklara olan sermaye akışının artabileceğini değerlendiriyor. Bankacılar ve yatırımcılar, yaklaşan verilerin Fed’in karar mekanizmasını şekillendireceğini düşünüyor.
Fed’in para politikasında seyrek de olsa değişiklik yapabileceğine dair farklı yaklaşımlar varken, genel kanı mevcut yılda faiz indiriminin gerçekleşmeyeceği yönünde. Piyasa beklentileri, ekonomik göstergelerin sürdürülebilir büyüme sinyalleri vermesiyle destekleniyor ve karar mekanizmasında verilerin kapsamlı şekilde değerlendirilmesi bekleniyor.

