Geçtiğimiz hafta, Fed Başkanı Powell’ın yaptığı açıklamalar faiz indiriminin sinyallerini verirken, haftanın başında Trump’ın Fed Üyesi Lisa Cook’u görevden alması piyasaları dalgalandırdı. Bu gelişme, Fed’in bağımsızlığı ve kurumun içinde bulunduğu sürece yönelik tartışmaları yeniden alevlendirdi. Eylül ayında ise Fed’de hareketli günlerin yaşanması bekleniyor.
Trump’ın Görevden Alma Hamlesi ve Cook’un Tepkisi
Trump’ın görevden alma kararına hızlı bir şekilde karşılık veren Lisa Cook, kendisinin görevden alınamayacağını belirterek hukuk yoluna başvurduğunu duyurdu. Mahkemeye yaptığı başvuruda, görevinden uzaklaştırılmasını engellemeye çalışıyor ve mahkemeden Trump’ın bu yetkisini geçici olarak durdurmasını istiyor. Ayrıca, Fed yönetim kurulu üyelerinin de davalı olarak gösterilmesi dikkat çekiyor.
Trump’ın, Cook’u görevden alma gerekçesi olarak 2021 yılında iki ayrı mülkü birincil konut olarak göstermesini ve bu durumun mortgage dolandırıcılığına işaret ettiğini belirtmesi, süreçteki tartışmayı daha da büyüttü. Önceki görevden alma süreçlerine göre bu defa gerekçe sunulması zorunlu kılınırken, Fed kanunu başkanın haklı bir sebep göstermesini talep ediyor.
Eylül’de Riskler ve Fed’in Geleceği
Cook’un dava açma kararı kurumdaki belirsizliği artırıyor. Bu suçlamanın, göreve atanmadan önceki döneme ait olması ve doğrudan işiyle ilgili olmaması ise davanın seyrini karmaşık hale getiriyor. Diğer yandan, Trump’ın hukuki dayanaklarını güçlendirmek için iddialarına odaklanması bekleniyor.
Beyaz Saray sözcüsü Kush Desai, kararda Trump’ın yasal yetkilerini kullandığını belirtirken, davanın sonucu belirsizliğini koruyor.
Trump’ın Cook’u görevden alırken yasal yetkisini kullandığı
Finans piyasalarında yakından takip edilen ekonomist “e507”, Trump’ın Fed üzerindeki etkisini ve merkez bankasının bağımsızlık tartışmalarını gündeme getirdi. Trump’ın kendi ekibini Fed’e yerleştirerek faizleri hızlıca düşürmeyi planladığı yönündeki görüşler tartışma yarattı.
“Trump’ın yaklaşımı, Fed’in bağımsızlığını gündemin baş köşesinde tutmaya devam ediyor. Faiz kararı alacak üyelerin çoğunluğunu oluşturup, kalanları da baskı altına alarak faizleri hızla indirmeyi hedefliyor.”
Fed’in tarihsel olarak her zaman bağımsız olmadığına dikkat çeken ekonomist, özellikle 1951 yılı öncesinde hükümet müdahalelerinin yaygın olduğunu ve bunun günümüzde de yeniden tartışılır hale geldiğini vurguluyor. Buna göre, Fed’in bugünkü özgürlüğü son 50 yılda oturmuş bir algı.
“Savaş ekonomisinde, Fed bono faizine tavan çekerek piyasaları destekliyordu. Fed’in gerçek bağımsızlığı ise 1951 yılında sağlandı.”
Piyasalarda yaşanan son gelişmeler ışığında, kripto paralar, borsa ve altının yükselişi öngörülüyor. Önümüzdeki 3 yıl, ABD ekonomisi açısından dalgalı ve karmaşık bir süreç olarak ön plana çıkıyor.
“Dünya ekonomisini en az 3 yıl daha stresli ama absürt, çetrefilli ama fantastik bir yol bekliyor.”
Trump’ın düşük faiz politikasıyla seçime gitme isteği ve bütçe açığını azaltma planı Fed’in önümüzdeki yıllarda para arzında artışa yol açabilir. Yakın gelecekte, para politikalarında Trump’ın etkisiyle önemli değişimler yaşanması ve piyasaların buna göre pozisyon alması bekleniyor.

