Ethereum’un kurucu ortağı Vitalik Buterin, Devconnect konferansında yaptığı açıklamalarda büyük finans kuruluşlarının Ethereum üzerindeki artan etkisinin ağın temel değerlerine zarar verebileceğine dikkat çekti. Özellikle BlackRock gibi dev kurumların Ethereum üzerindeki varlıklarını artırmasının, platformun geleceği için ciddi riskler barındırdığını savundu.
Kurumsal Sermayenin Tehlikeleri
Wall Street kökenli fonlar ve büyük finans kuruluşları son dönemlerde yüklü miktarda Ethereum satın almaya başladı. Şu anda bu kurumların elindeki ETH miktarı hem doğrudan hem de çeşitli hazinelerde büyük bir paya ulaşmış durumda.
Piyasa analistleri, yakın bir zamanda kurumların Ethereum’un toplam arzının yüzde 10’undan fazlasına sahip olabileceklerini tahmin ediyor. Bu gelişmeye dikkat çeken Buterin, kripto varlıkların aşırı kurumsallaşmasının aslında başarı gibi göründüğünü ancak, derin ve tehlikeli bir soruna işaret ettiğini belirtti.
Buterin, “Kurumsal baskının Ethereum’un topluluk tabanını dağıtma ve teknik yapıyı merkezileştirme riski doğuruyor” uyarısında bulundu.
Ethereum ağı, izinsiz ve sansüre dayanıklı yapısıyla öne çıkarken, finans devlerinin talepleri doğrultusundaki değişikliklerin bu temel değerleri zayıflatabileceği belirtiliyor. Buterin, topluluğun amacının finans devlerine değil, özgür ve demokratik finansal sistemlere hizmet etmek olduğunu vurguladı.
Teknik Kararlar ve Merkezileşmeye Dair Endişeler
Buterin’in dikkat çektiği bir başka sorun ise kurumsal sermayenin teknik yönlendirmeler üzerindeki etkisi. Ona göre, büyük kurumlar daha hızlı işlem süreleri gibi kendi çıkarlarına uygun teknik çözümleri ön plana çıkarabilir.
“Kurumsal yatırımcılar için cazip görünen teknik tercihler, sıradan kullanıcıların ve küçük node’ların ağdan dışlanmasına yol açabilir.” ifadelerini kullandı.
Örneğin, blok sürelerinin aşırı hızlandırılması, Ethereum’u küresel ve herkesin erişebildiği bir ağ olmaktan çıkarıp, sadece büyük veri merkezlerinde çalışabilen merkezi bir platforma dönüştürebilir. Böyle bir senaryoda, protokolün en büyük avantajı olan erişilebilirlik ve özgürlük zarar görecektir.
Buterin, bu potansiyel tehlikeler karşısında Ethereum topluluğunun önceliğinin merkeziyetsizlik ve sansüre direnç olması gerektiğini savunuyor. Ona göre, platformun kurumsal talep ve baskılara boyun eğmesi yerine, herkesin erişimine açık, bağımsız bir sistem olarak kalması esas alınmalı.
Ethereum ekosisteminin yol haritası belirlenirken teknik ve toplumsal dayanıklılığın korunması, platformun başarısı ve kripto dünyasının özgürlükçü ruhu için kritik görülüyor.

