Bitcoin’in hangi varlık olarak sınıflandırılması gerektiği daha ilk günden beri yatırımcılar, analistler ve düzenleyiciler arasındaki ciddi tartışma konularından biri oldu. “Dijital varlık, emtia, yatırım varlığı, menkul kıymet” gibi bir çok sınıflandırmada yer alabileceği ifade edildi. Ancak Bitcoin çoğunlukla “yeni altın” ya da “dijital altın” olarak isimlendirildi.
Bunun yanında Bitcoin’in altın fiyatı ile bir korelasyon içinde olduğu yani aynı şekilde hareket ettiği de birçok kez dile getirildi. Özellikle Amerika ve İran arasındaki son gerilimin ardından Bitcoin ve altın aynı şekilde aynı zamanlarda artış ve düşüş grafiği çizdi. Öncelikle Amerika’nın saldırısının ardından yükselen iki varlık İran’ın misillemesinin ardından daha da yükseldi ve ateşkes adımlarının ardından iki varlığın fiyatında da gerilemeler görüldü.
Aslında Bitcoin ve altın fiyatının birbiriyle bağlantı içinde hareket etmesi ve hemen hemen aynı grafikleri çizmesi çok da şaşırtıcı değil. Çünkü her ikisi de özellikle son 5-6 yıldır dünyada herhangi bir politik, ekonomik ya da jeopolitik sorun olduğunda insanların geleneksel para birimlerini terk ederek sığındıkları “güvenli liman” oldular.
Bunun yanında altın çok uzun yıllardır güvenli liman olarak adlandırılıyor. Sadece büyük yatırımcılar değil aynı zamanda annelerimiz, babalarımız ya da bir önceki nesil olan anneannelerimiz ve babaannelerimizin yastık altı tabir ettikleri altın birikimleri mutlaka olurdu… Dolayısıyla Bitcoin’in altının yerini alması ya da altını tahtından etmesi çok olası bir durum değil. Ancak sınırlı üretiminin olması, banka ya da devlet kontrolünün bir nevi kısıtlı olması gibi özelliklerle Bitcoin, altına gerçekten benziyor. Ayrıca bana kalırsa üretiminin ne kadar olduğunun belli olması (21 milyon), istenildiğinde tamamen devlet kontrolünden bağımsız bir şekilde kullanılabilmesi, merkezsiz olması, kayıtlarının Blockchain üzerinde sonsuza kadar saklanması ve fiziksel olarak yanınızda bulundurma zorunluluğunuzun olmaması gibi sebeplerle Bitcoin altından hem daha güvenilir hem daha masrafsız bir “güvenli liman”…
Peki, birbirine benzeyen bu iki varlık gerçekten korele bir şekilde mi hareket ediyor?
Nisan 2013’ten bugüne kadar Bitcoin ve altının fiyat hareketine bakıldığında; altının 2020’de zirveye ulaştığı, Bitcoin’in ise 2017’nin sonlarında maksimum fiyatına ulaştığı görülüyor. Ancak özellikle 2018-2019 yıllarındaki korelasyon oranlarına baktığımızda; 2018 yılında %60.3 olan korelasyon oranının 2019 yılında %70.8’e yükseldiğini görüyoruz. Dolayısıyla özellikle tüm dünyadaki ekonomik ve politik gerilimin arttığı son dönemde korelasyonun da arttığını rahatlıkla ifade edebilirim. Bunun yanında Nisan 2013 ile Aralık 2019 arasında da korelasyonun sürekli devam ettiği ve %0 gibi bir orana hiç inmediği ifade ediliyor.
Tüm bunlar kripto para piyasasının ve özellikle Bitcoin’in olgunlaştıkça geleneksel piyasalara benzediği şekilde yorumlanabilir.
Bu açıdan bakıldığında aslında yatırım getirilerinin fiyat korelasyonuyla aynı seviyede olmadığını ifade edebiliriz. Çünkü Bitcoin ve altın arasındaki fiyat korelasyon seviyesi %60-70’lerdeyken getiri benzerlik oranı yalnızca %2 seviyelerinde kalıyor.
Peki, bu durumun sebepleri ne olabilir?
Bu nedenler aslında daha da arttırabilir. Çünkü altın ve Bitcoin arasındaki her farklılık aslında bu getiri oranını doğrudan ya da dolaylı olarak etkiler.
Bitcoin’in geçtiğimiz yıllarda altından çok daha fazla yatırım getirisi sağladığı gün gibi ortada. Ancak doğru analizler ve araştırmalar yapmadan yatırım yapan yatırımcıların da altın yatırımcılarından çok daha fazla kaybettiğini unutmamak gerekir.
Dolayısıyla az önce ifade ettiğim gibi: Yatırım riski ne kadar fazlaysa kazanç da aynı oranda fazla olur. Bununla beraber kaybın da aynı oranda arttığını unutmama gerekir…