Bitcoin, son dönemde küresel piyasalarda tarihi rekorlarına ulaşırken, ekonomist Peter Schiff’in 21 milyon adetlik arz sınırı hakkında söyledikleri, kripto para kamuoyunda geniş yankı buldu. Schiff, sosyal medya paylaşımında Bitcoin’in belirlenen arz miktarının bilimsel veya ekonomik bir temele dayanmadığını, sadece topluluk tarafından belirlenmiş “keyfi” bir sınır olduğunu ileri sürdü.
Bitcoin’in Arzı ve Kıtlık Tartışması
Peter Schiff, bu iddiasıyla Bitcoin’in değerinin arkasındaki asıl sebebin sorgulanmasını sağladı. Ona göre arzın 21 milyon ile sınırlandırılması, bir gerçek kıtlık göstermiyor, yalnızca ortak bir inanç üzerinden sürdürülen bir hikaye yaratıyor. Schiff, Bitcoin’in topluluk kararıyla arzının değiştirilmesinin teorik olarak mümkün olduğunu savundu.
Peter Schiff: “Bitcoin’in 21 milyonluk arzı, sıradan bir topluluğun aldığı bir karardır. Bu sınır, istendiğinde değiştirilebilir ve gerçek bir kıtlık ortaya koymaz.”
Schiff’in görüşleri, özellikle Bitcoin yatırımcıları arasında sert karşılık buldu. Birçok kripto para savunucusu, zincire gömülü protokoller sayesinde bu sınırın topluluk tarafından kolayca değiştirilemeyeceğini ve teknolojiye dayalı bir güvence sunduğunu vurguladı. Merkezsiz yapının, arzın arttırılması gibi bir olasılığı fiilen neredeyse imkansız kıldığını ifade ettiler.
Teknik ve Toplumsal Güven Dengesi
Kripto ekosistemindeki bazı uzmanlara göre ise, teknolojik kısıtlamalar kadar toplumsal kabul ve güven de önem arz ediyor. Bitcoin’in değeri sadece teknik detaylarından değil, küresel çapta kullanıcıların ve yatırımcıların ona olan inancından da kaynaklanıyor.
Öte yandan, geçmişte Taproot gibi güncellemeler için madencilerden çok yüksek oranda onayın gerektiğini hatırlayanlar, böylesi köklü bir değişimin şimdi de topluluğun büyük bölümünün desteğine muhtaç olduğunu belirtiyor. Pratikte ise, kendi gelirlerini sınırlı arz sayesinde sürdüren madencilerin, böylesi bir değişikliği desteklemeleri beklenmiyor.
Teorik olarak Bitcoin’in arzı değiştirilebilse de, fiiliyatta bu, sistemin işleyişini kökten değiştirecek ve ona olan güveni riske atacak bir hamle olur. Büyük madencilerin veya topluluğun tek bir şirket tarafından kontrol edilmesi ise milyarlarca dolarlık yatırımların anlamsızlaştırılması anlamına gelir.
Bitcoin’in arz sınırı konusu, yalnızca teknik bir tartışma olarak kalmıyor; aynı zamanda piyasa psikolojisi, yatırımcı güveni ve ekosistemin sürdürülebilirliğiyle yakınça ilişkili. Gelişen piyasalarda bu tür tartışmalar sıkça gündeme geliyor ve yatırımcılar, bilgilerini bu tartışmalar ışığında güncelliyorlar.
Sınırlı arz, merkezsizlik ve toplumsal inanç üçgeninde şekillenen Bitcoin’in geleceği, teknolojik gelişmelerle olduğu kadar, topluluğun kararları ve piyasa dinamikleriyle de şekillenmeye devam ediyor.

