ABD Senatosu, stablecoin piyasasını temel alan yeni bir yasal düzenlemeyi bu hafta onaylayarak dijital finans sektörü için önemli bir adım attı. GENIUS Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte stablecoin’ler, yani ABD dolarına sabitlenmiş dijital varlıklar için ilk kez kapsamlı ve net yasal kurallar belirlenmiş oldu. Yasa, Cumhuriyetçilerin ve bazı Demokrat senatörlerin ortak desteğiyle kabul edildi ve şu anda Temsilciler Meclisi ile Başkan’ın onayını bekliyor.
GENIUS Yasası’nın Kripto Paralar Üzerindeki Etkisi
Dijital varlık dünyasında, bu tür bir düzenlemenin resmiyet kazanmasının temel etkisi, yatırımcı stratejilerinin ve sektöre olan yaklaşımın değişmesi şeklinde ortaya çıkıyor. Uzmanlar, yasanın stablecoin’leri daha güvenli ve öngörülebilir hale getirmesinin kripto para piyasasında pozitif bir dalga yaratabileceğine işaret ediyor. Özellikle ödeme sistemlerine ve stablecoin destekli projelere ait dijital varlıkların yakın zamanda daha fazla ilgi göreceği belirtiliyor.
Bir sektör uzmanı, “Bu yasa ile stablecoin tabanlı projelerde düzenli yatırımcı ilgisi oluşabilir ve ana akım kabulü hızlanabilir”
Yatırımcılar İçin Yeni Model Kripto Para Portföyü
Yasadaki net tanımlar ve düzenlemelerin getirdiği şeffaflık, Paul Barron Network analistlerini yeni bir kripto para portföyü modeli oluşturmaya itti. Analistler başta Ethereum olmak üzere, ödeme altyapısı geliştiren veya stablecoin işlemlerinde etkin rol oynayan projelerin gelecekte daha büyük kazançlar elde edebileceği görüşünde birleşiyor.
Bu kapsamda oluşturulan model portföyde Ethereum’un yüzde 50 gibi büyük bir paya sahip olması, DeFi ve stablecoin işlemlerinin merkezinde olmasından kaynaklanıyor. Solana ise özellikle bireysel ödemelerdeki hızlı yaygınlaşmasıyla portföyde dikkat çeken bir diğer kripto para olarak yüzde 25 oranında yer buluyor.
Analistlerin açıklamasında, “Ethereum ve Solana dışında Ripple (XRP), Optimism, Arbitrum, Polygon ve Stellar gibi projeler de portföyde önemli oranlarda bulunuyor. Ayrıca Avalanche, Sui ve Aptos gibi yenilikçi blokzincir platformlarına da küçük oranlarla yer verilmiştir.”
Ripple’ın XRP’si, sınır ötesi ödeme çözümlerinde ve bankacılık uygulamalarındaki potansiyeliyle portföyün yüzde 10’luk kısmını oluşturuyor. Katman-2 ölçeklenebilirlik çözümleri üreten Optimism, Arbitrum ve Polygon ise, toplamda yaklaşık yüzde 9’luk pay ile dikkat çekiyor.
Düşük maliyetli stablecoin işlemleri ve PayPal gibi büyük entegratörlerle iş birliği yapan Stellar’ın XLM tokeni, portföyde yüzde 2,5’lik alan kaplıyor. Ayrıca hızla gelişen Avalanche, Sui ve Aptos gibi blokzinciri ağları da gelecekteki büyüme potansiyellerinin yüksek olması sebebiyle yatırım sepetinde yer alıyor.
ABD’de stablecoin’lere yönelik net bir düzenleyici çerçevenin ortaya çıkması, yatırımcıların kripto para piyasasında daha güvenli hamleler yapmasını sağlayacak. Bu gelişme, özellikle stablecoin ve ödeme odaklı projelerden yana ağırlık veren kripto portföylerinin cazibesinin artmasına zemin hazırlıyor.

