Geçtiğimiz hafta finans piyasalarında en çok konuşulan konulardan biri, İran ile yapılan ateşkesin ardından gelen ticari tarifelerdeki gelişmelere dair yapılan büyük açıklamalar oldu. Bu süreçte Çin’in anlaşma imzalaması ise küresel ekonomide pozitif bir hava yarattı. Diğer yandan sadece bu hafta değil, temmuz ayının başında da özellikle ekonomik alanda yeni anlaşmalar ve politik hamlelerin açıklanması bekleniyor.
Makroekonomik Görünümde PCE Verileri
ABD Merkez Bankası olan Fed’in kararlarını şekillendiren en önemli göstergelerden biri olan Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) verisi sabırsızlıkla bekleniyordu. Piyasalar, bu verinin enflasyonda bir artış sinyali verip vermeyeceğine odaklanmıştı. Beklentilere göre PCE enflasyonu, geçen aya göre hafif bir artış göstererek %2,6 seviyesine çıktı.
Fed yetkilileri, son günlerde yaptığı açıklamalarda, “Tarifelerin enflasyon üzerindeki etkileri tam anlamıyla netleşmedi ve yakın zamanda kesinleşecek. Gümrük vergilerindeki mevcut oranların piyasaya yansıması, nisan ayından bugüne gelen verilerde kendini gösteriyor,” ifadelerini kullandı.
Piyasalardaki İlk Tepkiler
Açıklanan verilere göre ana PCE %2,3 ile tahminleri karşılayarak önceki aya göre yükseldi. Çekirdek PCE ise %2,7 ile beklentilerin hafifçe üzerine çıktı. Bu artış moralleri bozsa da, daha büyük bir yükseliş olmaması piyasalardaki paniği engelledi.
Çin ile imzalanan olumlu ticari anlaşmanın gücü, PCE rakamlarının beklentiden yüksek gelmesinin etkisini bir miktar hafifletti. Yine de, bu veri sonrası bazı piyasa aktörleri yakın vadede daha temkinli hareket etmeyi tercih etti.
ABD merkezli uzmanlar, “Açıklanan veriler sürpriz yükseliş göstermediği için piyasalar üzerinde ani bir baskı oluşturmadı,” görüşünü paylaştı.
Kripto para piyasasında ise, haberin ardından BTC‘nin fiyatı kısa süreliğine 107 bin doların altına indi. Tarifelerdeki belirsizlikler ve ABD siyasetindeki potansiyel yeni adımlar, dijital varlık piyasasında da temkinli bir atmosfere yol açtı.
Buna rağmen, başta Fed’in Eylül ayında faiz indirimi beklentisi olmak üzere, 2025 yılında üç kez faiz indirimi yapılabileceği öngörülüyor. Böyle bir senaryo, gelecek aylarda piyasalarda toparlanma ve iyimserlik yaratabilecek faktörlerden biri olabilir.

