Bu yıl finans dünyasında özellikle carry trade konusunda yükselen bir kaygı vardı. Son olarak Japonya’nın açıkladığı dev teşvik paketi, piyasaların seyrini belirgin şekilde değiştirdi. Ekonomistler, Kasım itibariyle, küresel likidite, borsalar ve kripto varlıklar özelinde yaşanacak muhtemel sorunlara dikkati çekiyor. Uzun süredir Japonya’nın düşük faiz politikasıyla global sermaye akışını yönlendirdiği bilinirken, alınan yeni teşvik kararı ile dengeler değişiyor.
Japonya’nın 30 Yılı ve Politika Değişikliği
Japonya, kripto para piyasasında satışlar hızlanırken 110 milyar dolarlık bir teşvik adımı attı. Bu adım ABD’den gelseydi piyasaları destekleme olarak yorumlanabilirdi fakat Japonya’nın uygulaması tahvil faizlerinde %1,73’e ani bir yükseliş yaşanmasına neden oldu. Son on yılda Amerika ile Japonya’nın faiz farkı daralırken, Japonya’nın sıfır faizle borçlanıp dünyada farklı alanlara yatırım yaptığı dönem kapanmaya başladı.
Uzun yıllardır Japon yatırımcılar, düşük faizle aldıkları krediyi ABD hisse senetlerine, tahvillere hatta kripto paralara yönlendiriyordu. Ancak ülkenin borç yükü GSYİH’nin %263’üne ulaştığından, artık her faiz artışının Japonya’ya yüksek ek maliyet getirdiği belirtiliyor.
Likidite Etkisi ve Kripto Paralar
Japonya’nın toplamda 3,2 trilyon dolara ulaşan yurt dışı varlığının önemli kısmı ABD ve diğer ülkelerdeki finansal ürünlerde değerlendiriliyor. Artık Japon yatırımcılar, düşük faiz avantajı bittiği için hızla varlıklarını satıp ülkeye döndürüyorlar. Bunun bir sonucu olarak, küresel piyasalarda önemli bir satış baskısı oluştuğu ifade ediliyor.
Ekonomist Shanaka Anslem Perera bu durumu özetliyor:
“ABD hisse senetleri katsayıları 21x’ten 16x’e geriliyor. Bu düşüşün nedeni ekonomik durgunluk değil, likiditenin azalması. Yen’in değer kazanması ihracatçıları zora sokarken Nikkei %12 geriledi. Gelişen piyasalar ciddi kayıplar yaşıyor. Federal Rezerv’in 1 Aralık’ta niceliksel sıkılaştırmayı bitirmesi adeta bir teslimiyet. Japonya’nın 30 yıllık para bolluğu devri sona erdi ve şu an tüm varlıklar kıtlık fiyatlamasına gidiyor.”
Uluslararası Ödemeler Bankası verileri, 2025’in ikinci çeyreğinde 764 milyar dolarlık doğrudan yen kredisi bulunduğunu ve türevlerle birlikte toplam riskin 1,2 trilyon doları aştığını ortaya koyuyor. Yaklaşık 500-600 milyar doların önümüzdeki 18-24 ayda ülkesine döneceği tahmin ediliyor. Bu sermaye hareketinin domino etkisiyle finans piyasalarını daha da sarsma ihtimali bulunuyor.
Kripto para piyasasında likiditenin %20-25 oranında Japon sermayesine bağımlı olduğu konuşuluyor. Satışların hızlanmasında bu sermaye dönüşlerinin payı büyük. Eğer ABD tarafında piyasaları destekleyecek yeni genişleme adımları atılmazsa, kripto ve borsalarda daha büyük oynaklıklar ortaya çıkabilir.
Fed’in 1 Aralık’ta sıkı para politikasına ara vermesi, kısmen Japonya’daki bu dönüşün bir sonucu olarak yorumlanıyor. ABD Merkez Bankası yeniden tahvil alımlarına başlarsa, küresel etkileri sınırlamaya çalışacak. Piyasanın genel havası, 2026 itibariyle kripto paralarda yeni bir yükselişin olabileceği, ancak bunun ABD’nin atacağı adımlara ve global likidite koşullarına bağlı kalacağına işaret ediyor.

