Finans dünyasında son yıllarda yaşanan dijital dönüşüm, krediler, gayrimenkuller ve çeşitli emtiaların Blockchain teknolojisiyle tokenleştirilmesini mümkün kıldı. Artık geleneksel olarak yavaş hareket eden bu varlıklar, günün her saatinde işlem görebilir hale geldi. Ancak Tristero Research’ün hazırladığı yeni bir rapor, bu hızlı piyasanın finans sistemi için önemli kırılganlıklara yol açtığını vurguluyor.
Token Piyasasında Büyüme ve Riskler
Tokenizasyon piyasası son dört yılda rekor seviyede büyüme göstererek 85 milyon dolardan 25 milyar dolara tırmandı. BlackRock’ın tokenize edilmiş Hazine bonoları ve Figure Technologies’in Blockchain’deki özel kredi ürünleri, sektörün dönüşümünün en önemli örneklerinden bazıları. Analistler, yakın gelecekte trilyonlarca dolar değerinde varlığın Blockchain tabanlı tokenlerle temsil edileceğini düşünüyor.
Bu varlıkların hızlı alım-satımı, gerçek ekonomik değer ile Blockchain üzerindeki fiyatların zaman zaman büyük farklar göstermesine neden oluyor. Özellikle ani panik satışları ya da teknik aksaklıklar, zincirleme şekilde varlık fiyatlarının çökmesine yol açabiliyor.
Tristero Research, “2008 yılında gerçekleşen finansal kriz sırasında görülen yavaş likidite kaybının, Blockchain ortamında birkaç saat veya dakika içinde tetiklenebileceği” uyarısında bulundu.
Küçük bir teknik hata veya dedikodu dahi merkeziyetsiz borsalarda domino etkisi yaratarak yatırımcıları büyük zarara uğratabiliyor. Rapora göre, yavaş hareket eden varlıkların anlık işlem görebilmesi, piyasada istikrarsızlık ve belirsizlik oluşturuyor.
Yeni Finansal Araçlar ve Kırılganlık
Tokenleştirmenin ilk aşamasında gerçek varlıkların dijital temsilcileri oluşurken, şimdi ise endeksler, trançlar ve sentetik ürünler gibi daha karmaşık türev araçlar (“RWA-squared” adı verilen ürünler) ön plana çıkmaya başladı. Bu ikinci dalga, sistemin dayanıklılığı açısından yeni riskler doğuruyor.
Tristero Research’e göre, bu çeşitlendirilmiş ürünler görünürde riski dağıtıyor gibi gözükse de, yapısal olarak tüm varlıklar aynı zayıf noktalara bağlı kalıyor. Bilgi akışındaki gecikmeler, stablecoin arızaları ya da merkezi protokollerdeki sorunlar, farklı ülkelerdeki kredi ve gayrimenkul tokenlerinin dahi aynı anda değer kaybetmesine yol açabiliyor.
Raporda ayrıca, “Piyasa kırılganlığını azaltmak için daha gelişmiş veri sağlayıcıları, daha katı teminat uygulamaları ve etkili denetim mekanizmaları kurulmalıdır” denildi.
Tristero Research’ün bulguları, finansal inovasyonun hızla ilerlediği bu dönemde piyasadaki yeni risklerin de yakından takip edilmesi gerektiğini gösteriyor. Tokenleştirmenin sunduğu fırsatlar kadar, arkada yatan teknolojik ve yapısal hassasiyetler de dikkatle yönetilmeli.

