Son dönemde ABD’nin ekonomik göstergeleri ve siyasi ortamında ciddi çalkantılar yaşanıyor. Özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının geleneksel olarak kırılgan ekonomilere eleştiri yöneltmesine alışkınız, ancak bu sefer hedefte son derece nadir olarak ABD var. Fed Başkanı Jerome Powell, koltuğunu koruma konusunda baskı altında ve başta Trump olmak üzere farklı çevrelerden eleştiriler alıyor. Siyasetin ve ekonominin iç içe geçtiği bu süreç, küresel piyasalar için de büyük önem taşıyor.
Beyaz Saray ve Powell Üzerindeki Siyasi Baskılar
Powell’a yönelik eleştiriler özellikle Cumhuriyetçi kesimde yoğunlaşıyor. ABD’de bazı siyasi temsilciler, onu ABD Adalet Bakanlığı’na şikayet ederek suçlamalarda bulunuyor. Temel iddialar arasında restorasyon çalışmalarındaki usulsüzlükler ve yanlış beyanlarda bulunulduğu gibi konular ön plana çıkıyor. Trump yönetiminin Powell’ı görevden almak için somut gerekçelere ihtiyacı var, aksi takdirde ciddi bir siyasi tartışma ortaya çıkabilir.
Powell’ın Fed başkanı olarak kalması piyasa açısından istikrarı temsil ederken, olası bir görevden alma girişimi ekonomik dengeleri tehdit edebilir. Bunun farkında olan Trump yönetimi, şu an için kamuoyuna farklı bir mesaj vermeyi tercih ediyor.
“Başkan Trump, Powell’ı görevden almayı planlamıyor. Powell faiz oranlarını düşürmelidir. Vergi indirimi tasarısı nedeniyle bütçe açığı konusunda endişeli değiliz. Başkan Trump, ticaret anlaşmaları konusunda çalışmalarını sürdürüyor. 1 Ağustos’tan önce daha fazla gümrük vergisi mektubu görebilirsiniz. Trump yönetimi İran ile görüşmelere açık.”
Senato Çoğunluk Lideri Thune da Trump ile yaptığı görüşmede, başkanın faiz politikasına tepkili olsa da Powell’ın görevden alınmasının gündeme alınmadığını belirtti.
Fitch Ratings’in ABD’ye Yönelik Uyarıları
Öte yandan, Fitch Ratings tarafından yapılan son değerlendirmeler de ABD ekonomisine dair pek olumlu sinyaller vermiyor. Kuruluş, belirsizliklerin sürdüğünü ve büyüme hızının yavaşlayabileceğini açıklamış durumda. Özellikle faiz oranlarının uzun süre yüksek kalacağı beklentisi ve iş dünyası ile tüketici güveninin zayıf olması önemli bir sorun teşkil ediyor.
“ABD-Çin ticaret geriliminin azalmasının ardından resesyon riski azalmış olsa da, iş dünyası ve tüketici güveni zayıfladı. Fitch, 2025 yılı ABD GSYİH büyüme tahminini %1,2’den %1,5’e yükseltti, ancak yıl ilerledikçe ivmenin yavaşlayacağını öngörüyor.”
Özellikle 2024’te onaylanan vergi indirimi yasasının, önümüzdeki yıllarda kamu borçlanmasını ciddi biçimde artıracağına inanılıyor. Uzmanlar, borç/GSYİH oranının 2029’a kadar %135’e çıkmasını bekliyor. Ayrıca, yılın ilerleyen bölümünde ABD’de yüksek getirili tahvil ve kaldıraçlı kredi temerrüt oranlarında da artış olacağı öngörülmekte.
ABD’de yaşanan bu gelişmeler hem yatırımcı güvenini hem de küresel ekonomiyi yakından ilgilendiriyor. Gelecek aylarda Fed yönetimi ve siyasi kararlar ekonominin seyrini belirleyecek ana unsurlar olarak izleniyor.

