ABD merkezli varlık yönetimi şirketleri Rex Shares ve Osprey Funds, kripto para ekosisteminde bir ilke imza atarak Solana (SOL) bazlı ilk ETF ürününü hayata geçirdi. Bu fon, yatırımcılara doğrudan Solana’ya yatırım yapmanın yanı sıra staking gelirlerinden de faydalanabilme imkânı sağlıyor. Geleneksel ETF yapısına göre yenilikçi bir çerçeveyle sunulan bu ürün, piyasalarda dikkat çekiyor.
Yapı ve Özellikler
Rex-Osprey Solana ETF’si, dijital varlık tabanlı fonlarda alışılmışın dışında olarak, trust (tröst) yapısı yerine C-korporasyon şeklinde kurgulandı. Böylece hem yasal uyumluluk sağlanırken, yatırımcılar da doğrudan staking ödüllerine erişim şansına sahip oluyor. Bu farklılaşma, geçmişte kripto ETF’leri için pek rastlanmayan bir uygulama olarak öne çıkıyor.
ETF, “spot” bir varlığa yatırım yapıyormuş gibi çalışıyor ancak aynı zamanda fonun Solana varlıklarını yönetmesi sayesinde elde edilen staking getirilerinin paylaştırılmasıyla, yatırımcılar için ek bir avantaj oluşturuyor. Staking getirilerinin ödenmesi, bu ürünün ana cazibelerinden biri oluyor.
Piyasa Beklentileri ve SEC Süreci
Solana ETF’si, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’ndan (SEC) onay bekleyen ürünler arasında başı çekiyor. Hâlihazırda dokuz farklı spot Solana ETF başvurusunun SEC sürecinin devam ettiği biliniyor. Özellikle son başvurularda staking ile ilgili açıklık ve şeffaflık vurgusunun artırılması, düzenleyici kurumun dikkatini çekmiş durumda.
Sektör uzmanları yeni Solana ETF’sinin yakın zamanda onaylanmasını bekliyor ve bu sürecin genel dijital varlık ürünleri piyasasını etkileyeceği öngörülüyor. Bloomberg analisti Eric Balchunas da olası bir onayın çok yakın bir zamanda gerçekleşebileceğini belirtiyor.
Spot Solana ETF onaylanırsa, bu durum Ethereum ETF’lerindeki düşük ilginin zincire dair bir sorun olup olmadığını gösterebilir ve ayrıca staking ödülü sunan ilk ETF olarak kurumsal yatırımcı ilgisinin getiriler üzerinden şekillendiğini gösterir.
Bazı piyasa gözlemcileri, eğer Solana ETF’si başarılı olursa, düşük performans sergileyen Ethereum ETF’lerinin bunun sektör genelinden değil, ürün bazlı olduğunu ispatlayabileceğine inanıyor. Staking özelliğinin ilk defa bir ETF formatında sunulması da getiri hedefleyen profesyonel yatırımcılar açısından pozitif bir unsur oluyor.
Onay için bekleyen diğer Solana ETF başvurularında da staking sistemine ilişkin detayların daha açık şekilde belirtildiği görülüyor. Regülasyon tarafında bu alandaki şeffaflığın ve denetimin güçlendirilmesi, gelecekte diğer dijital varlık ETF tasarımlarında da belirleyici olabilir.
ABD’de başlatılan Solana ETF’siyle birlikte, spot ETF segmentinin çeşitleneceği ve gelecek dönemde piyasaya yeni kripto varlık merkezli alternatiflerin ekleneceği öngörülüyor. Solana ETF’sinin performansı ise, ilerleyen süreçte bu tarz ürünlerin yaygınlaşmasını ve düzenleyici yaklaşımları doğrudan etkileyecek önemli bir kriter olarak değerlendiriliyor.
Solana ETF’si, yatırımcıların hem kripto varlık pazarına doğrudan giriş yapmaları hem de staking yoluyla ek getiri elde etmeleri için yeni bir yol açıyor. Özellikle kurumsal yatırımcıların bu modele gösterdiği ilgi, dijital varlık ETF’lerinin geleceği açısından yeni fırsatlar ve kriterler doğuruyor. Yasal şeffaflık ve düzenleme standartları ise ürünün başarısındaki en kritik unsurlar olarak ön plana çıkıyor.

