ABD Merkez Bankası’nın izlediği yüksek faiz politikaları son dönemde eleştiri oklarının hedefinde. Araştırma ve analiz şirketi Fundstrat’ın Araştırma Başkanı Tom Lee, Fed’in faiz artırımında sınırı aşıp aşmadığına dair tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Lee, sıkı para politikalarının ekonomik riskleri arttırabileceği uyarısında bulunuyor ve mevcut ekonomik koşullara dikkat çekiyor.
Yüksek Faizlerin Sektörlere Etkisi
Bir süredir sürdürülen yüksek faiz politikası, başta konut sektörü olmak üzere birçok alanı olumsuz etkiledi. Lee, özellikle konut piyasasının yüksek faizlerden dolayı baskılandığını ve iş piyasasındaki iyimser tablonun da bir yanılgı olabileceğini öne sürüyor. Yeni istihdam yaratılmasında görülen düşüş, ekonomide yavaşlamanın önemli bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Konut sektöründe yaşanan daralma, talebin düşmesine ve dolayısıyla istihdamda da küçülmeye neden oluyor. Bu da ekonomik aktivitenin kısıtlandığı bir süreci tetikleyebilir.
Tom Lee: “Konut sektörü yüksek faizler nedeniyle baskı altında ve istihdam piyasası da göründüğü kadar güçlü değil. FED’in olası bir kazaya karşı veri akışını yakından takip etmesi gerekiyor.”
diyor.
Paniğe Yol Açabilecek Olumsuz Senaryolar
Tom Lee, FED’in piyasadaki yavaşlama belirtilerine zamanında yanıt verememesi halinde beklenmedik bir ekonomik “kaza” riski üzerinde duruyor. Eğer FED, piyasa dinamiklerindeki düşüşleri görmezden gelirse, ani politika değişiklikleri ile finansal panik yaşanabilir.
Uzmanların analizine göre, mevcut para politikası kararlılıkla sürdürüldüğünde ekonomik yavaşlama daha da derinleşebilir. Böyle bir durumda alınacak aceleci kararlar, piyasadan beklenmedik tepkiler doğurabilir.
Politika Değişikliğinin Sinyalleri
FED’in yayımlanan son raporları ve açıklamalarında, gelecekte faiz oranlarında indirim yapma yönünde işaretler gözüküyor. Ekonomik büyümede yaşanan durgunluk ve bazı sektörlerde görülen keskin daralmalar, yatırımcılar ve ekonomistler arasında endişe oluşturuyor.
Tom Lee: “FED, ekonomiyi boğan politikalarını devam ettirirse, ekonomik riskler artabilir ve tepki vermekte gecikebilir.”
Ekonomik göstergelerdeki bu yavaşlama, farklı sektörlerde dalga dalga hissedilebilir. FED’in yeni kararlar alırken verileri daha yakından izlemesi ve gerektiğinde hızlıca harekete geçmesi önem kazanıyor. Temmuz ayı itibariyle ise faiz politikalarında olası değişiklikler daha net ortaya çıkabilir.
Ekonomik büyümenin yavaşlaması, istihdam ve konut piyasasında daralma sinyalleri, Fed’in önümüzdeki dönemde faiz indirimlerine yönelebileceğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor. Ekonomiye dair bu gelişmelerin Türkiye ve küresel piyasalar üzerinde de etkili olması bekleniyor.

