Dünya genelinde Bitcoin madenciliği sektörünün en büyük ekipman üreticileri olan Bitmain, Canaan ve MicroBT, ABD’de yeni üretim merkezleri oluşturmak üzere harekete geçti. Son dönemde ABD yönetimi tarafından uygulamaya alınan ithalat tarifeleri, Çin merkezli bu şirketleri üretim stratejilerinde köklü değişikliğe yöneltti. Şirketler, maliyetlerde artışa yol açacak gümrük vergilerinden kaçınmak ve ABD pazarında daha fazla söz sahibi olabilmek için yerel üretime ağırlık vermeye başladı.
ABD’de Üretim ve Yerelleşme Adımları
Bitmain, satış hacmiyle öne çıkan bir üretici olarak, 2023 Aralık ayı itibariyle ABD’de üretime başlamış durumda. Bu tercihin arkasında, seçim sonrası hızlanan ticaret politikalarının getirdiği riskler ve fırsatlar yer alıyor. Benzer biçimde, Canaan da yeni vergi yükümlülüklerinden kaçınmak için ABD’de deneme amaçlı üretime geçti. MicroBT ise, “yerelleşme” stratejisiyle ABD’de tarifelerden etkilenmeden faaliyetlerini sürdürebilmenin yollarını araştırmakta.
ABD’de üretimin avantajları yalnızca maliyetle sınırlı değil; aynı zamanda ülkede bulunan müşterilere daha hızlı ve doğrudan ulaşma olanağı da sağlanıyor. Böylece şirketler, hem lojistik hem de satış sonrası hizmetleri açısından rekabette avantaj elde etmeyi hedefliyor.
Arz ve Talep Dengesi ile Güvenlik Tartışmaları
Küresel madencilik sektöründe önemli bir oyuncu olan ABD’li şirket Auradine, pazarda dengelerin Çin lehine bozulduğuna dikkat çekiyor. Şirketin baş strateji sorumlusu Sanjay Gupta, Kuzey Amerika’daki madencilik faaliyetlerinin yüzde 30’unu üstlendiği halde, donanımın büyük bir kısmının Çin’den getirildiğine vurgu yapıyor.
Sanjay Gupta: ABD’de kullanılan madencilik donanımlarının çoğu Çin’den ithal ediliyor, bu durum hem pazar dengesi hem de güvenlik açısından bir problem olarak görülmekte.
Sanjay Gupta ayrıca, binlerce Çin menşeli cihazın ABD elektrik şebekesine entegre edilmesinin güvenlik açılarından endişe verici olabileceğini belirtiyor. Buna karşılık, Canaan’dan Leo Wang ise, sektördeki endişelere farklı bir bakış açısı sunuyor.
Leo Wang: Madencilik cihazlarımız sadece Bitcoin madenciliği için çalışır, başka bir amaç için kullanılamaz. Bu yüzden güvenlik riski olduğunu düşünmüyoruz.
Çinli üreticilerin ABD’yi seçme eğilimi, pazar rekabetini yeniden şekillendirebilir. ABD’li aktörler, donanım alanında daha fazla söz sahibi olabilmek için yerel düzenlemelerin gözden geçirilmesine yönelik çağrılarda bulunuyor.
İthalat vergilerinin ve küresel jeopolitik baskıların teknoloji sektöründeki yatırımlara etkisi, Bitcoin madenciliğindeki gelişmelerle birlikte tekrar gündeme taşınıyor. Çin ve ABD arasında yoğunlaşan bu teknoloji rekabeti, üretim ve tedarik zincirinde alternatif modellerin öne çıkmasına neden olabilir.
Çinli üreticilerin attığı bu adımlar, borsada faaliyet gösteren madencilik şirketlerinin maliyetlerinde iyileşme sağlayarak hisse performanslarına da olumlu yansıyabilir. Bir yandan da tedarik zincirinde çeşitliliğin ve düzenlemelerin sektör için hem fırsat hem de yeni sınamalar yarattığına dikkat çekiliyor. Mevcut süreçte şirketlerin ABD’de yatırım yapma eğilimleri, madencilik endüstrisinde önemli değişimlerin yaşandığını gösteriyor. Ayrıca, donanımda arz-talep dengesizliği ve güvenlik riskleri de sektörün gündemini belirlemeye devam ediyor.

