Son dönemde kripto para dünyasının öncülerinden Bitcoin’in fiyat hareketlerini inceleyen uzmanlar, yükseliş ve dalgalanmaların ardındaki nedenleri sorgulamaya devam ediyor. Ekonomi çevrelerinin yakından tanıdığı Raoul Pal’a göre, Bitcoin’in fiyatındaki dalgalanmaların temel sebebi medyaya sıkça yansıyan haberler ya da piyasa söylentileri değil, doğrudan küresel para arzındaki büyüme.
Raoul Pal: Fiyatın Arkasındaki Gerçek Dinamikler
Makroekonomi uzmanı ve Real Vision’ın kurucu ortaklarından Raoul Pal, kendi sosyal medya hesabı üzerinden paylaştığı grafiklerle son iki yılda Bitcoin fiyatı ile dünya genelindeki para arzı (M2) büyümesi arasında dikkat çekici bir paralellik olduğunu gösterdi. Pal’ın öne sürdüğü analize bakıldığında, Bitcoin’in değerindeki değişimlerin yüzde 89 oranında M2’deki genişlemeyle örtüştüğü ortaya çıkıyor.
Pal, “Tanım gereği neredeyse tüm ‘haberler’ ve ‘anlatılar’ gürültüdür” diye belirterek, esas belirleyici etkenin para arzı olduğunu vurguladı.
Bu da demek oluyor ki, Bitcoin’in fiyatı çoğunlukla para politikasındaki değişimlere duyarlı davranıyor ve diğer piyasa haberleri, fiyat hareketlerinde o kadar da etkili olmayabiliyor.
Geçtiğimiz günlerde Orta Doğu’daki artan jeopolitik gelişmelerin etkisiyle de Bitcoin’in değeri kısa sürede düşüş yaşasa da, genel fiyat seyrini belirleyenin uzun vadede likiditedeki hareket olduğu tekrar görülmüş oldu. Bitcoin, yaşanan bu dalgalanmanın ardından kısmi bir toparlanma sergilese de volatilite devam ediyor.
Bitcoin Tahvil Olarak Yorumlanabilir mi?
Kripto ekosisteminin tanınmış yatırımcılarından Anthony Pompliano da farklı bir noktaya temas etti. Ona göre Bitcoin’in finansal sistemde tahvil benzeri bir rol üstlenmesi mümkün.
Pompliano, “Bitcoin ‘yeni tahviller’ olarak düşünülmeli. Bu bakış açısı kabul edildiği anda, birçok şey daha anlamlı hale geliyor” ifadesini kullandı.
Bu yaklaşım, Nisan ayında Forbes’ta gündeme gelen ve “BitTahviller” olarak adlandırılan yeni bir finansal enstrüman önerisini de çağrıştırıyor.
Forbes’ta yer alan analizde, ABD Hazine tahvillerinin, Bitcoin ile desteklenmesi halinde, faiz maliyetlerinin azalabileceği iddia edildi. Çünkü Bitcoin’in 21 milyonla sınırlandırılmış arzı bu tür finansal yapıların daha dayanıklı olmasına katkı sunabilir.
Öte yandan, ABD yönetiminin Bitcoin’i stratejik bir rezerv varlığı olarak değerlendirdiği ve bu kapsamda yürütme emri hazırladığı iddiaları da gündeme taşınmış durumda. Özellikle suç gelirlerinden elde edilen ve el konulan 200 binin üzerinde Bitcoin’in bu rezervin temelini oluşturabileceği öne sürülüyor. Bu tartışmalar, Bitcoin’in finans dünyasındaki rolünün önümüzdeki yıllarda değişebileceğine işaret ediyor.

