Avustralya’nın Victoria eyaletinde, sulh hakimi tarafından verilen bir karar, Bitcoin’in Avustralya dolarıyla karşılaştırılabilir bir varlık olduğunu ve bu nedenle sermaye kazancı vergisinden muaf tutulması gerektiğini ortaya koydu. Bu gelişme, 2014 yılından itibaren Avustralya Vergi Dairesi’nin benimsediği Bitcoin işlemlerinde vergi uygulama yaklaşımında büyük bir değişikliği işaret ediyor. Söz konusu karar, bir eski federal polis memurunun yüklü miktarda Bitcoin çaldığı iddiasıyla görülen bir dava sırasında gündeme geldi. Olayda, çalınan 81,6 BTC’nin değeri birkaç yılda 500 bin Avustralya Doları’ndan 13 milyonun üzerine çıktı.
Kararın Gerekçeleri ve Savunma Tarafının Görüşü
Hakim Michael O’Connell, Bitcoin’in bir varlık olarak değerlendirilmesi gerektiğini kabul etmekle birlikte, altın ya da hisse senetlerinden ziyade Avustralya doları gibi ele alınmasının uygun olacağını savundu. Böylelikle, kripto parayla yapılan işlemlerin, yerel para birimiyle yapılan işlemler gibi vergiden istisna tutulacağını vurguladı. Kararın üst mahkemece onanması durumunda, son yıllarda gerçekleşen Bitcoin işlemlerinden elde edilen gelirler için oldukça yüksek miktarlı vergi iadeleri doğabilecek.
Savunma avukatı Adrian Cartland, alınan kararın Avustralya Vergi Dairesi’nin bugüne kadarki yaklaşımını tamamen değiştirdiğini belirtti:
“Yani, bu bir sermaye kazancı vergisi varlığı değil. Dolayısıyla, Bitcoin’in alım-satımının vergiyle ilgili herhangi bir sonucu yok.”
Kripto Paranın Hukuki Konumu ve Temyiz Süreci
Davada savunma ekibi, Bitcoin’in özü gereği bir “bilgi” olduğu ve bu nedenle çalınamayacağı savını öne sürdü. Avustralya hukukunda ise bugüne kadar kripto paranın mülkiyet olarak tanımlanmasına dair net bir çerçeve oturmamıştı. Buna karşın, özellikle suç gelirlerinin aklanması ve boşanma davalarında Bitcoin’in mülkiyet sayıldığı örnekler mevcuttu. Hakim ise kripto varlıkların bir para birimi olarak kabul görmediği iddiasını yeterince inandırıcı bulmadığını bildirdi.
“Kripto paranın henüz tam anlamıyla bir para türü olarak görülemeyeceği iddiasını ikna edici bulmuyorum.”
Kararın ardından William Wheatley ve avukatları, Bitcoin’in mülkiyet olarak sayılmasına yönelik değerlendirmeye karşı çıkarak temyize başvurdu. Temyiz duruşmasının 2025 sonlarında gerçekleşmesi bekleniyor ve karar onaylanırsa, 2019 sonrası Bitcoin işlemleri için geçerli olacak.
Ekonomik ve Hukuki Etkiler
Bu karar, sadece Bitcoin’in değil, diğer dijital varlıkların da nasıl sınıflandırılacağı ve vergilendirileceğine dair tartışmalı alanları yeniden gündeme getirdi. Adrian Cartland, dijital pazar ve ekonomi anlamında karmaşık değişimlere zemin hazırlanabileceğine dikkat çekti. Ona göre, her değerli şeyin mülkiyet olamayacağı, örneğin duygular ve sosyal medya etkileşimlerinin bu kapsama girmeyeceği belirtildi.
Avustralya Vergi Dairesi’nin gelecekte bu konudaki yaklaşımında bir değişiklik olup olmayacağı ise, sürecin sonunda şekillenecek. Özellikle, dijital varlıkların hem yasal hem de vergisel statüsü uluslararası çapta da yakından izleniyor. Hukukçular ve sektör uzmanları, ileride çok daha kapsamlı ve açık mevzuatların hazırlanmasının gerekeceği konusunda hemfikirler.
Gelişen dijital ekonomi ve kripto piyasası, hükümetler ve regülatörler için yeni hukuki düzenlemeler ve tartışmalar doğuruyor. Kripto paraların statüsü konusunda alınan bu karar, ilerleyen dönemde benzer davalara ve düzenlemelere emsal teşkil edebilir.

